Tarihimiz

1987 Charles J. Pedersen

DuPont'un tek Nobel ödülü kazanan çalışanı Charles J. Pedersen, taç eterlerini sentezleme yöntemlerini tanımlamak için yaptığı çalışmalardan ötürü Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı. Pedersen, 1927'de DuPont için çalışmaya başladı ve emekli olana kadar 42 yıl boyunca şirkette kaldı. 1927'de Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) organik kimya alanında yüksek lisans derecesi aldı ve kariyerine DuPont ile Deepwater, New Jersey'deki Chambers Works Jackson Laboratuvarı'nda başladı. Pedersen’in erken başarılarından biri, “anti-vuruntu” benzin katkısı, tetraetil kurşunu yapma sürecini iyileştirmekti. Benzine eklenen tetraetil kurşunu vurguyu azaltır ve performansı artırır.

Ayrıca, ağır metallerin benzin, yağ ve kauçuklardaki bozunma etkilerine karşı çıkan ilk "devre dışı bırakıcılar" ı keşfetti. 10 yıl boyunca antioksidanlar ve diğer ürünler için 30 patent başvurusunda bulundu. 1946'da Pedersen araştırma görevlisi olarak terfi ettirildi ve daha sonra kendi araştırma projelerini sürdürdü. 1959'da Elastomers Departmanına katıldığı Experimental Station'a transfer edildi. Pedersen'ın taç eterlerini keşfettiği burasıydı.

Pioneer Overseas Corporation Arastirma grubunun Mayis 1985 yilinda Türkiye'de çalismalara baslamasinin ardindan Nisan 1986 yilinda Pioneer Tohumculuk A.S. ismi ile Istanbul merkez ofiste Türk çiftçisine daha fazla kazandirma prensibiyle faaliyetine baslamistir.

Kurulusundan bir yil sonra Adana Karatas yolu üzerinde tam kapasite ile yilda 6.000 ton tohum isleyen fabrika kurulmustur.

Türkiye genelinde Trakya, Adapazari, Bursa, Aydin, Adana, Karadeniz ve GAP olmak üzere 7 ana satis bölgesinde satis temsilcilikleri olup, agirlikli olarak misir, ayçiçek, bugday ve kanola tohumlari ile Türk çiftçisine hizmet vermektedir. Özellikle arastirma ve ürün gelistirme faaliyetlerine çok önem veren Pioneer Tohumculuk sürekli yaptigi islah ve deneme çalismalari ile gelistirdigi yüksek verim potansiyeline sahip , her türlü yetisme sartlarinda en iyi performansi gösteren çesitleri Amerika ve Avrupa ile ayni anda Türk çiftçisinin hizmetine sunarak, daha fazla kazanç elde etmelerinde öncülük etmistir.

Özellikle Trakya Bölgesi'nde ayçiçeginde verimi önemli oranda etkileyen hatta hiç verim alinamamasina sebep olan veremotu (Orabanj) hastaligina karsi genetik olarak çok yüksek seviyede toleransli çesitleri islah eden ve gelistiren Ayçiçegi Islah ve Arastirma Merkezi, Trakya'da Lüleburgaz'in Ahmetbey Kasabasi'nda faaliyetlerini sürdürerek Türk ekonomisine de önemli katkilarda bulunmaktadir.

Verim potansiyeli yüksek Mısır ve Ayçiçegi çeşitlerinin yani sıra Silajlık Mısır ve Silaj Bakterisi (Inoculant) konusunda da lider olan Pioneer yüksek performanslı silajlık mısır ve silaj bakterilerini Türk çiftçisinin hizmetine sunmuştur. Özellikle silajda kaliteyi artırarak hayvan başına alınan et ve süt verimlerini yükselterek Türk çiftçisinin daha fazla kâr elde etmesini sağlayan silaj bakterisi (inoculant) Amerika'da uzun yıllar süren çalışmalar sonucu geliştirilerek bulunmuştur.

Pioneer Tohumculuk "Kalite ve Verimde Lider Tohumlar Üretme" sloganiyla Türk çiftçisine kaliteli hizmet sunan güvenilir bir kurulustur.

1929 da Dow ilk kadın araştırmacısı Sylvia Stoesser’ı işe alır.

1929 da Dow ilk kadin arastirmacisi Sylvia Stoesser’i ise alir. Sylvia Stoesser 1929’da Dow Kimya Sirketinde çalisarak bilim ve teknoloji dünyasinda iz birakti. 

18 Ağustos 1901’de Buffalo New York’da doğan Sylvia Goergen, Dow tarafından işe alınan ilk kadın doktoralı kimyagerdi. Diplomasını Buffalo Üniversitesinden 1923’de ve Iowa Üniversitesinden 1928’de almıştı.İlk büyük başarısını laboratuar yöneticisi Dr. John J. Grebe ile birlikte petrol kuyusu işlemede kullanılan asit inhibitörü geliştirdiklerinde elde etmişti. Patentlerinden beş tanesi petrol işleme yönteminde kilit öneme sahipti ve DuPont’un Dowell bölümünün temellerini oluşturdu.

1926 Henry A. Wallace Hi-Bred Misir Sirketini Kurdu

Başka hiçkimsenin hibrit mısırların ticarileşmesi ve çiftçi tarafından kabul görmesi konsunda Henry A. Wallace kadar etkisi yoktur. Hibrit mısır yetiştirmekle ortaya çıkacak olan inanılmaz potansiyeli ilk fark eden dünyadaki birkaç insandan biriydi. Wallace lisedeyken daha çok verim alınabilecek bir mısır yetiştirmek konusunda denemeler yapmaya başladı. 16 yaşında, yarışmalarda ödül almış bir mısır karşısında görüntüsü kötü olan bir mısır türünü tarlada denedi. Deneme sonucunda mısırn dış görünüşünün güzelliği ile verimi arasında bir bağ olmadığını ıspatlayarak insanların kafasındaki yanlış izlenimlere kafa tuttu.

Wallace Iowa Eyalet Üniversitesinden 1910’da mezun oldu. Okuldayken daha yeni yeni ortaya çıkıyor olan genetik bilimi onu epey heyecanlandırmıştı. Mezun olduktan sonra Wallace mısır ıslahı konusunda denemelere başladı ve 1920 de Connecticut Tarımsal Deneme İstasyonunda Edward East ve Donald Jones’u ziyaret ettikten sonra mısır ıslahı yapmaya başladı. Matematik zekası kuvvetli olan Wallace, kendi kendine istatistik öğrendi ve bunu denemelerinde kullandı. 1923’de, Copper Cross adında yüksek verimli bir mısır üretti. Bu hibrit, 1924’de Iowa Eyaleti tarafından düzenlenen Iowa Mısır Verim yarışmasında ilk altın kazanan mısır oldu.

1897’de Dow Kimya Şirketi Kuruldu.

Endüstri lideri ve Korkusuz Girişimci

1897’de Endüstri lideri H.H. Dow, sadece tek bir ürünü olan Dow Kimya Şirketini kurdu. Dow’un ilk ticari başarısı 1891 de deniz suyundan bromürü ayıran elektrik akımınını kullandında gerçekleşti.

Üç şirket kurdu. İlki iflas etti, ikincisinin liderliğini kaybetti ve üçüncüsü, Dow Kimya, kurulduktan sonra ayakta kalmakta güçlük çekti. İnatçı optimizmi ona “Çılgın Dow” lakabı takanlara karşı yılmamasını sağladı. Yüzyıldan fazla süredir, Dow’un “daha iyisini yap” mottosu hala kurduğu şirkette benimsenmekte.

1802 E.I du Pont

Eleuthère Irénée (E.I.) du Pont (1771-1834) Ünlü kimyager Antoine Lavoisier ile birlikte patlayıcı üretim teknikleri konusunda çalıştı. Sonradan şirketinin karakteristiği de olacak bu bilgisini ve bilime olan bu yoğun ilgisini ürün kalitesini sürekli geliştirmekte ve üretim verimini artırmakta kullandı. Yüksek kalite, adalet ve çalışan güvenliğini önemsemesi konusunda ün kazandı. E.I du Pont iki kardeşin en küçüğüydü. Babası saat tasarımcısı Pierre Samuel du Pont, 1780 lerin sonuna kadar bilinen bir politik ekonomist, devlet emmuru ve serbest ticaret destekçisi olmuştu. E.I., 14  yaşındayken barut üretimi hakkında bir yazı yazdı ve babasının da desteğiyle Fransanın merkezi barut kurumunda bir yer edindi. Burada ünlü kimyager Antoine Lavoisier ile ileri düzey patlayıcı üretim teknikleri hakkında çalışma imkanı buldu. 1791’de, Fransız devrimi ile babasının küçük matbaa ve yayın şirketinde çalışmak için patlayıcı üretmeyi bıraktı. Du Pont ailesinin ılımlı siyasi görüşleri devrimci Fransa için o sıralarda sakıncalı idi.  1797’de bir grup, matbaalarını yağmaladı ve kısa bir süreliğine hapsedildiler. 1799’un sonlarında Amerika’ya kaçtılar.
Amerika’ya Ocak 1800 de vardığında E.I., Fransız yatırımcılardan elde ettiği sermaye ve barut yapımı tecrübesinden fazlasını getirmişti. Botanik konusunda birkaç yıl boyunca araştırmalar yapmıştı ve babasının bilimsel gelişim ve sermayeci ile çalışan arasındaki uyumlu ilişki yaratma konsundaki ideallerini benimsemişti

E.I. du Pont Fransaya daha sonra sadece 1801 yılında, son çıkan barut yapım aletlerini almak için sermaye bulmak amacıyla gidecekti. Brandywine Nehri kıyılarında 19 Temmuz 1802 de kurduğu barut yapım fabrikasıyla bir fark yaratmıştı. Geri kalan hayatını bu eserlerini koruyarak, patlamalar, seller ve finansal zorlukları aşarak, endişeli yatırımcıların baskısıyla ve çalışan sorunlarıyla geçirdi.

Karakterinin dürüstlüğü ve şirketinin ürünleri eninde sonunda başarıyı getirmiş olsa da, du Pont ihtiyatlılığı asla elinden bırakmadı. Fakirlere ve körlere yardım ederek, ücretsiz eğitime destek vererek topluma katkıda bulundu. Delaware Eyaleti Çiftçi bankasının ve Birleşik Devletler’in ikinci bankasının yöneticisiydi. E.I.’nin eşi Sophie Dalmas du Pont 1828 de öldü. Üç yıl sonra Amerikalı ressam Rembrandt Peale, barutçu’nun kaybını ve şirketi hakkındaki sürekli endişesini tuvalinde yansıtmıştı. 1834 sonbaharında E.I., kalp krizi geçirdi ve ertesi gün, 31 Ekim’de Brandywine kıyılarındaki aile mezarlığına defnedildi.